Ölümün iyisi olmazmış. Öyle derler. Doğruda derler. Öldürmeninde iyisi olmaz bunu bilmezler. Bir katil düşün. Kan dökmemiş, can almamış ama daha beterini yapmış. Gelecek katili, hayal katili, umut katili... kandan daha kötü değil mi bunlar. Emin ol ölmekten daha kötü güz güzeli. Kendi vicdan mahkemende yargılanmak, hemde her gece. Her gece idam yemek, her gece ölmek, sabahına tekrar dirilmek.
Seni öldürdüm ben güz güzeli. Ölerek öldürdüm. Aydınlıklarını kararttım. Güneşini söktüm aldım. Kalbini söktüm aldım. Günahın boynuma. Söylesene güz güzeli ben şimdi yaradana nasıl sığınayım. Ne diyim nasıl dua edeyim, sana nasıl hesap vereyim. Bi özüre bi affetime olmaz bu işler güz güzeli. Kaçmakla olmaz bahane bulmakla olmaz. Başkasını suçlamakla olmaz...
Ama bir şey var. Ne kadar doğru ne kadar iyi ne kadar kötü kestiremiyorum. Kendimi öldürüyorum yine seni bende yaşatıyorum güz güzeli. Hakkım olmasada yaşatıyorum.
Bırak yaşatayım, unut deme bana. Önüne bak deme bana. Hayatına bak deme bana. Bırak bari bunu yapayım.
Aslında haklı değiller güz güzeli. Ölüm her zaman kötü değil. Seni yaşatmak ölmekse, gözüm kapalı ölürüm. Ölüyorumda.
Her adımım daha derine, ölüyorum.
17 Haziran 2017 Cumartesi
15 Haziran 2017 Perşembe
Yaşatmasını biliyosan, kimsenin ölmesine inanmana gerek kalmaz.
Öfkeliyim. Sana değil be gülüşü pırlanta. Kendime, aileme, kuzenime, arkadaşlarıma. Bana seni yaşatmayan herkese öfkeliyim. Açıklama yapamadığım için en önce kendime öfkeliyim. Ramak kalıyo, ben böyle hayatın ta evveliyatını sikeyim demeye ramak kalıyo. Bitsin demeye ramak kalıyo. Aklıma geliyosun. Bende hala yaşadığın aklima geliyo. Yemin billah olsun ki yüreğini hala hissettiğim için kımıldayamıyorum. Yaşatıyorum seni.
Neşet babanın "niye çattın kaşlarını"da yaşatıyorum, Musa babanın " Belki bir gün çıkar gelir diyorlar, gönül muradını da alır diyorlar. Seven sevdiğini bulur diyorlar, umudumu kestiğimi söyleme, ona söyleme" dizesinde, yine neşet babanın "bir ayrılık bir yoksuzluk bir ölüm", "yazımı kışa çevirdin kar yağdırdın leylam" , "Şu ellerde gez gayrı aman, katip olda yaz garyı aman aman, biz kazma al bir de kürek, mezarımı kaz gayri" dizelerinde, amirimin "ben unutmak istiyom la" sözünde, Cemal Sureyyanın " ne olur okuma bu mektubu çarşamba günleri" şiirinde...
En güzeli de bu kalbin hala kararmamış en aydınlık yerinde yaşatıyorum seni güzel yüzlüm.
Sanma bi vedaya sığdırdım seni. Sanma yine kaçtım gittim. Sanma seni yine terkettim. Yoluna taş koymak istemedim sadece. Unut beni. Sezen ablanında dediği gibi kolay olmayacak elbet üzüleceğiz.
Unutma ama beni. Öyle bi unut ki unutma. Unutma beni gönlü güzel yarim. Çünkü benim yeminim var. Unutmayacağım. Yerini kimseye doldurtmayacağım. Bu konuda çünkülerim çok. En büyük çünkümde; en derinimde sen varsın. Ne senden önceki, neden senden sonrakiler daha derine inemez.
Unutma beni yârim. Unutma.
Neşet babanın "niye çattın kaşlarını"da yaşatıyorum, Musa babanın " Belki bir gün çıkar gelir diyorlar, gönül muradını da alır diyorlar. Seven sevdiğini bulur diyorlar, umudumu kestiğimi söyleme, ona söyleme" dizesinde, yine neşet babanın "bir ayrılık bir yoksuzluk bir ölüm", "yazımı kışa çevirdin kar yağdırdın leylam" , "Şu ellerde gez gayrı aman, katip olda yaz garyı aman aman, biz kazma al bir de kürek, mezarımı kaz gayri" dizelerinde, amirimin "ben unutmak istiyom la" sözünde, Cemal Sureyyanın " ne olur okuma bu mektubu çarşamba günleri" şiirinde...
En güzeli de bu kalbin hala kararmamış en aydınlık yerinde yaşatıyorum seni güzel yüzlüm.
Sanma bi vedaya sığdırdım seni. Sanma yine kaçtım gittim. Sanma seni yine terkettim. Yoluna taş koymak istemedim sadece. Unut beni. Sezen ablanında dediği gibi kolay olmayacak elbet üzüleceğiz.
Unutma ama beni. Öyle bi unut ki unutma. Unutma beni gönlü güzel yarim. Çünkü benim yeminim var. Unutmayacağım. Yerini kimseye doldurtmayacağım. Bu konuda çünkülerim çok. En büyük çünkümde; en derinimde sen varsın. Ne senden önceki, neden senden sonrakiler daha derine inemez.
Unutma beni yârim. Unutma.
9 Haziran 2017 Cuma
Son.
Haklısın. Artık uzun yazılara gerek yok. Artık geçmişe gerek yok. Artık sana ben kalaya gerek yok.
Artık saat, 00.01 oldu.
Artık saat, 00.01 oldu.
8 Haziran 2017 Perşembe
Saat sana ben kala...
Zaman geçiyor, günler haftalar, aylar ve yıllar bitiyor. Yeni yaşanmışlıklar geliyor, eskileri unutuluyor. Sahi unutuluyor mu?
Mecburiyetimin, kendime ördüğüm demir parmaklıklarım, yardımını esirgemeyen tanıdıklarım. Sana kavuşamamın en büyük etkenleri. Sahi en büyük etken bendim ya.
Zaman ve zamanın ötesi. Zaman şimdiyse, zamanın ötesi sensin. Değeri bilinememiş onca anı, hak verilememiş onca yakarış, kanadı kırık kuş misali onca çırpınış.. Oluk oluk akan onca gözyaşı, kan değilde sevginin o en berbat hissini; acıyı pompalayan bir kalp, ve bunların hepsini aynı zaman diliminde yaşayan bir melek...
Bunları bir zamana sığdırabilir miyiz? Bunlara bir bahane bulabilir miyiz?
Durdu zaman. Saat tam olarak sana ben kala durdu. Ne sen öteye geçebildin, ne ben. Ne sen beni affedebildin, ne ben seni kollarıma alıp sarabildim.
Ne olur şimdi gel. Gel yüreğimin sana açılmış, zincir vurulmuş kapılarinı aç. Aç ki yaralarını kendi yüreğimle sarayım. Gel ki bedenini, yaşanmışlıkları, yaşanmamışlıkları, yaşanacakları seninle beraber kollarımın arasına sarıp sarmalıyım. Gel ki tamamlanalım. Ben hazırım, her şeye hazırım. Gel sen yeterki.
Gel ki akreple yelkovanın tam 12 de birleştiği gibi, sen- ben, biz olalım, tam sen ben olalım.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)